29 Mayıs 2007 Salı

Oyungezer de tamam;)

Cumartesi yetişemedm belki ama pazar akşamı dergideydim. Herkes harıl harıl çalışıyordu derginin son rötuşları üzerinde. Neyse, konuyu uzatmak niyetinde değilim. PES 2008'e elimi sürmememe rağmen kurulu HDTV + PS3 düzenini değiştirmek istemememden dolayı oturdum makinenin başına. Demosunu saymazsak bu oyunu PS3'de ilk oynayışım denebilir, başladık arkadaşlarla oynamaya. Hala PES2008'i beğenmediğimi eklemeliyim, fikrim değişmedi. Erden, Orçun, Serhat ve Sinan'la bi beş on maç kadar yaptık.
Oldukça keyifli geçti esasen, derginin havası bir başka oluyor açıkçası. Ama maalesef bu kez skorları açıklayamıyorum, çünkü Sinan'dan yüklü sayılabilecek bir rüşvet aldım. Gördüğün gibi patron, ben sözüme sadık kaldım, buraya hiçbir şey yazmıyorum skorla ilgili. GTAIV için de teşekkürler. Yine geleyim de yine kapışalım olur mu:) OFB'de Ankara'ya geldi bu arada, sırada cumartesi günkü büyük kapışma var. Bu sefer kadro olabileceklerin en güçlüsü... Göreceğiz günlük, göreceğiz...

22 Mayıs 2007 Salı

Geçmiş olsun Fırat :)

Bayanlar baylar, uzun sayılabilecek bir süreç sonunda nihayetlendi ve beni Pro Evolution Soccer'da en fazla zorlamayı başarabilen Orhan Fırat Bekar (a.k.a. OFB) sonunda askerden döndü. Hoşgeldin güzel kardeşim. Bırak askerlik anılarını falan da olaya gel, bakalım kulak memesi kıvamına getirilebilecek misin? İşte ilk ayakta yaşananlar...
OFB cuma günü terhis olur olmaz İzmir'den uçağa atlayıp Mersin'e gelmişti. Bendeniz de iş için gittiğim Antep'ten aynı gün Mersin'e geldim. Birkaç saatlik dinlenme ve toparlanmanın ardından buluştuk tabi. Sağolsun Merso'suyla gelmiş bu sefer (nerden bulduysa artık), beni almasıyla oyun salonunda gözümüzü açmamız arasında üç dakikalık bir zaman geçti. Ula insan bir merhaba der iki gözüm. İnsan askerden gelince başka şeye saldırır benim bildiğim ama bizimkisi direk PES, yuh yani. Her neyse, resimde de gördüğünüz "P.E.S. Etme" şeklindeki güzel isme sahip olan mekandayız. Hemen koltuğumuza kuruluverdik. Bir yandan da Antep'ten OFB'nin siparişi üzerine getirdiğim baklava & fıstık ezmesi & dolama karışımı tatlı paketine yumulduk. İğrenç, rezil bir durum, oyun başladı ama ikimizin de elleri simültane olarak yediğimiz tatlılardan dolayı şıralı:)
Takım seçmedik, bizden önceki oyunculardan kalmış olan takımlarla ve oyuncu değişikliği dahil hiç bir düzenleme yapmadan başladık oyunlara. Tesadüf bu ya, OFB hiçbir zaman vazgeçmediği Ronaldinho'sunu yine tekeline aldı Barcelona ile, bana ise Manchester United düşüyordu. Bu arada gördüğünüz, daha doğrusu göremediğiniz üzre maçın fotoları yok, çünkü alel acele çekim yapamadım, ama mekanın fotoğrafları görülüyor; reklam gibi olduğunun farkındayım ama oladabilir, Mersin'deyseniz burayı size önerebilirim, çok şık ve kaliteli bir yer. Önümüzdeki maçlarda fotoğraf da çekmeye çalışacağım tabi. Konuya dönelim, çok uzatmaya gerek yok, ilk maç benim 2-0 üstünlüğüm, ikinci maç ise OFB'nin 2-0 üstünlüğü ile tamamlandı. Zamanımız çok kısıtlı olduğu için sadece son bir maç yapabilecektik ve bu da günün finali olacaktı. Maça mükemmel başlayan bendeniz, ayıptır söylemesi skoru 3-1'e getirmiş şov yapmaktaydım. Öyle ki şımarıp dördüncü golü atabilecekken dalga geçip atmadım. Bende biraz gol atınca böyle şımarıklık oluyor her nedense, yine karşımdakinin Fırat olduğunu unuttum. Maçın sonlarına doğru büyük baskıya maruz kalmama rağmen, maçı 3-2 galibiyetle tamamlamayı başardım ve günün kazananı oldum. Eeeee, ne bekliyordunuz ki:) Şimdi onlar düşünsün ehhe...
Önümüzde başka güzel maçlar olacak elbette. Başarılı oyuncu arkadaşlarımdan Muhittin (max yenilgisi 3-0), Ebubekir (max yenilgisi 3-0), Ahmet (max yenilgisi 8-0) ve Volkan (daha oynamadık) ile karşılaşmalarımız olacak yakın zamanda. Daha da güzeli önümüzdeki hafta Ankara'daki evimde kamp kuracak olan OFB ile ölümüne maçlarımıza başlayacağız. Büyük ihtimalle ağır taktiklerle FRA-BRA şeklinde geçecek olan maçların sonuçlarını da burada yansıtmaya çalışacağım, becerebilirsem resimli ve konulu olarak:) Olm OFB, iyi çalış da madara olma. Tek farklı yenilgiler için yalvaracaksın!
Bu hafta sonu da dergiye uğrayacağım, sevgili editöryal kardeşlerim, yok ben bilmiyordum, yok benim habarım yoğudu, yok bizde sular kesik felan gibi bahaneleri bırakın bir kenara. Cumartesi öğleden sonra dergide olun ki sizinle de kapışalım. Öööle yazması kolay:) Oh be, PES'im gelmiş...