Burası günlük olduğuna göre sadece ilgi alanıma giren konuları değil, bizzat yaşadıklarımı da yazabilirim diye düşünerek işi biraz daha samimiyete dökmeye karar verdim. Tabi ki böylelikle biraz daha gereksiz ve saçma bilgilerle bezenmiş bir blog olacaktır arada sırada ama zaten günde beşyüz bin hitim yok, meraklısı giriyordur.
Deli gibi olmasa da zaman, daha doğrusu rakip buldukça PES 6 oynamaya çalışan bir insan evladıyım. Gelin görün ki genelde karşılaşmalarım galibiyetle; hatta farklı galibiyetlerle sonuçlandığı için oyundan sıkılma durumum oluyor. İşte burada benim kanka Fırat (aka. OFB) devreye giriyor (kanka manka değil aslında, olayımız tamamen multimedya tabanlı çıkar ilişkisi, kimsenin de inkar ettiği yok:). Pis herif bu oyunda beni çılgına çevirecek kadar başarılı, ama hemen her maçımız FB – GS derbisi tadında heyecanlı ve görsel ziyafet havasında geçiyor. Başlarda az ağlatmadım herifi ama böyle yapa yapa kendi ellerimle bir canawar yarattım galiba. Kabul etmesi ve buradan ilan etmesi biraz zor gerçi ama artık o ünlü FRA – BRA maçlarımızın %60’ını kazanıyor dürzü. E Allahın sopası yok tabi, kendisi şu anda İzmir’de vatani görevini yapıyor ehhe, oynayabildiği yegane oyun mayın tarlasıdır diye tahmin ediyorum. Unutulmasın ki papaz her zaman pilav yemez ayrıca da. Ne kaldı askerliğe şunun şurasında, bir ay sonra hürgeneral olacan olum Fırat, gel de bi kulak memesi kıvamına getireyim seni. Özledim senlen kapışmayı. Senle ilk maçımız gibi bi beş çakim sana da gör.
Şimdi diyeceksiniz ki dergidekilerle neden kapışmıyor bu adam… E zor tabi Ankara’da olmak. Bir fırsatını bulur da Oyungezer ekibini bir arada yakalarsam ve de kimsenin de işi yoksa, artık nası olacaksa, bi şekilde onların da ifadesini alıcaz tabi, ama hepsi sabır gerektiriyor çekirge, sabır. Yine bir diğer soru da “neden PES 2008 değil de PES 6?” olabilir, hemen açıklayayım. PES 2008’in serinin başarı grafiğini gerek insanların beğenisi, gerekse satışlar anlamında düşürdüğünü bilmeyen kalmamıştır sanırım. Ben bu duruma rağmen zoraki bu oyunu oynayanlardan birisi değilim ve PES6’da kalmayı tercih ediyorum. PES2008’in akıcı olmayan ve ruhsuz oyunu ile uğraşmaktansa gerçekten futbola benzeyen Türkçe Spiker’li PES6’dan PES7’ye transit geçmeyi planlıyorum.
Fırat askerden gelene kadar GT 5 Prologue ile idare edicez bakalım, tabi bu yazdıklarım sadece burada kalmayacak. Adam askerden geldikten sonra yaşanan kapışmaları ve sonuçlarını, tüm belgeleriyle burada yayımlayacağım, umarım da rezil rüsva Ahmet Çakar tadında bir sonucu burada yayımlamak zorunda kalmam. Ha Ankara’da yaşıyor, çok sıkı PES6 oynuyor, bir Oyungezer Home-Office’inin nasıl olduğunu merak ediyorsanız bana buradan bir mesaj da sallayabilirsiniz, bakarsınız sizin de bir ifadenizi alırım. Haydi şeytanınız bol olsun kızlar…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
İnsan 5 dakika geç uyanınca bütün haftanın yorgunluğunu attığı ve son 5 aydır en büyük keyfi olan, hafta sonu 1 gün, max 8 saatlik "çarşı izni"nden olabiliyor, böylece de böyle yazıları daha geç okuyor...
Olm Emin, gözlerinden öpüyorum ama bil ki oraya gelince seni öyle bir yeneceğim ki o gözlerini ps3 ünün keskin kenarlarına vura vura çıkaracaksın hıncından.. Ve sen acılar içinde kanlı gözyaşları dökerken ben Cpt. Jack Sparrow edası ile "askerlik, yapçak bir şey yok" diyeceğim. Ve sonra 27. maçımıza başlicaz.
Şimdilik kendine çok iyi bak Altan...
Rated "M" for "Mature" oldu sanki biraz :)
NOT1: Bügun 11 Mayıs Pazar, ve ben yarım saat kadar önce bir kıza dönüp bakarken yoldaki lamba direği ile kucaklaştım, demek ki bu askerlik kötü bir şey.
NOT2: Bunu okuyan arkadaşlar hemen bir Starbucks a gidin kendinize 2 tane Doppio Cookie ve Mug da tall capuccino söyleyin, ama doppioları elinizle yiyin, ben şu anda öyle yapıyorum ve çok keyifli.
NOT3: Emin sen gitme gelince ben ısmarliyacağım SB'ı, sen git bir kaç tane daha ps3 oyunu al gittigidiyordan.
Yorum Gönder